Sabırlar İş Merkezi B Blok Kat:1/4 / Yomra - TRABZON
Sabırlar İş Merkezi B Blok Kat:1/4 / Yomra - TRABZON
Bu yazı, “Öncü olmaktan bilge olmaya” doğru akıp giden bir “Dursun Ali İNAN” hikâyesidir.
Yıl 1974...
Şerah, bir adamın göl kenarında kazma kürek sallayışına tanık oldu. Bu anlamsız girişimi, komşuları çok
garipsemişti. Hatta “Bizim Dursun delirmiş olmalı” diye sesli düşünenler bile vardı.
O, kulaklarını tıkayıp aşk ile hayaline doğru kazma sallamaya devam etti. Ne olacağını ondan başka bilen
yoktu; zira O, uzun süre kimselerin anlamlandıramadığı bir yolu tek başına açmaya koyulmuştu. Üstelik
arkasına bakmadan.
Zaman, o garip girişimciyi haklı çıkarttı. Çünkü çok geçmeden bütün köylü; derken, bütün Trabzon O’nu
izlemeye başladı. O; göl kenarını nakış nakış işlemiş, hayal ettiği yolu açmıştı. Artık Trabzon’un Uzungöl’ü
vardı.
Hikâye bu çılgınlık fırtınasıyla başladı ama orada sonlanmadı elbet.
Bilirsiniz hikâyelerin bir de gelişme bölümü vardır.
Bu bölümde “Dursun Ali Bey’in açtığı yoldan acaba biz de yürüyebilir miyiz” diye düşünen yeni girişimciler
sahne almaya başladı. Köy topyekûn turizme açılırken, köylünün kaderi de değişmeye başladı.
Artık, Dursun Ali Bey’in komşuları yeni ufuklara yelken açmıştı.
Nihayet çok az kişinin bildiği o küçük Şerah Köyü; evrensel bir efsaneye, Uzungöl’e dönüştü.
Yüzlerce insan, hikâyenin baş aktörüne güvenerek yola koyuldular ve bu “Yeni Dünyanın” yüzü gülen mutlu
bireyleri oldular.
Hikâyenin gelişme bölümü çok sancılı yaşandı; zira Uzungöl, asla kaldıramayacağı bir abanmayla karşı
karşıyaydı. Rant; efsaneyi ciddi şekilde hırpalıyordu, adeta bir kara bulut gibi çökmüştü kültürün üzerine.
Uzungöl gönüllüleri, elbette gölün doğayla ve kültürle içselleştirilerek büyümesinden yanaydılar. Değerler
korunarak geliştirilmeliydi. Küresel yok oluş dalgası buraya sıçramamalıydı ama sıçradı. Aynılaştıran
paketçi turizm anlayışı; Uzungöl’ü gölsüz, Şerah’ı nefessiz bırakabilirdi!
Artık zaman, Uzungöl’ün özüne ve kadim kültürüne dönme zamanıydı. Dikkatleri tam da buraya çekecek
bir hamle gerekiyordu.
Dursun Ali Bey, hikâyenin bu bölümünde de devreye girmeliydi. Uzungöl’ün kadim kültürüne dikkat
çekmek, ülkemizin ve dünyanın bu öz kültürle tanışmasını sağlamak ve belki de yeni bir dönüşümün kapısını
aralayabilmek adına yeni ve çok büyük bir hayalin peşine takıldı.
Tıpkı 1974’teki gibi yüreği kıpır kıpırdı, beynindeki fırtınaysa delice.
Karar vermişti, bir müze kurmalıydı. Uzungöl kültürüne ancak böyle dikkat çekebilir ve ancak bu şekilde
kültürel miras ölümsüz kılınabilirdi.
Uzun yıllar ve uzun çalışmalar, maddi ve manevi inanılmaz emekler...
Nihayet tünelin ucu göründü. Artık Uzungöl’ün yeni yüzünü sergileme zamanı gelmişti.
Ve yaklaşık 3700 metrekare üzerinde, “Dursun Ali İnan Müzesi” bir kutup yıldızı gibi ışıldamaya başladı.
Dursun Ali Bey gerçeği bir kez daha sahne aldı ve şimdi daha da ölümsüz.
Birçok kişisel müze gördüm ama içlerinde en etkileyici olanı Dursun Ali İNAN Müzesi’ydi. Ancak bu kadar
olur. Sanırsınız ki Kültür ve Turizm Bakanlığı yıllarını vererek bu birikimi gerçekleştirmiş. Oysa birikimin
başında da sonunda da Dursun Ali Bey’in sınır tanımayan hayalleri vardı.
Müze sizi içine çekiyor, küresel ciğerin nefesini kesiyor ve sadece o kadim kültürü solutuyor. Müzenin içeriğini
burada anlatmak yakışık almaz. Ancak şu kadarını söylemeliyim ki profesyonel bir müzecilik anlayışıyla
kadim değerlerimiz harmanlanıp baş döndüren bir zenginliğe ulaştırılmış.
Kültürel değerlerimiz oradan sizi çağırıyor.
Dursun Ali Bey bu girişimiyle Uzungöl’e yeni bir ufuk kazandırdı ve yepyeni bir heyecan yarattı. Artık
Uzungöl’ün uzun uzun anlatılacak bir müzesi var. Dursun Ali Bey’in yaratmaya çalıştığı bu farkındalık, belki
de Uzungöl için yeni ve aslına doğru dönüşümün kapılarını açacaktır. Müzeyi gezerken ben de böyle bir
hayale kapıldım. Üstelik biliyorum ki bu müze hamlesi O’nun son girişimi değildir. Zira O, Uzungöl’e dönük
düşünmeye ve ömrü oldukça üretmeye devam edecek, biz de O’nu imrenerek izleyeceğiz.
Yani bu hikâyenin giriş ve gelişme bölümü var ama sonuç bölümü yok...
Bu hikaye burada bitmez Dursun Ali Bey, bilgeliğinin yeni hamlelerini bekliyoruz. Ömrüne bereket,
hayallerine yeni renkler diliyorum.