Sabırlar İş Merkezi B Blok Kat:1/4 / Yomra - TRABZON
Sabırlar İş Merkezi B Blok Kat:1/4 / Yomra - TRABZON
ÜLKEYİ YÜKSELTEN KENT: TRABZON
Ülkelerde bazı özel kentler vardır. Bunlar ülkenin hem kendi içinde hem de insanlık alanında bulunan halklar nezdinde ülkesinin uygarlıkta yerleştiği yeri omuzlayıp yükseltir. O kentlerin insanları geniş birliğimiz içinde tamı tamına bir çimento görevi görür. Her ne kadar Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “BEŞ ŞEHİR” adlı ünlü kitabındaki şehirler arasında Trabzon yoksa da kentimiz ihmali mümkün olmayan bir grup ruhuna sahiptir. Buna “hemşericilik” demek o anlamı kesin olarak karşılamaz. Bu ruh sadece ülkemizi değil, yakından uzağa doğru değişmekle birlikte bütün dünyayı etkilemektedir. Trabzon’un ayrıcalıklı kültür, spor, sanat ve manevi kutupları vardır. Bilim alanındaki başarılılar ve edebiyattaki özel yer tutan kişilikleri şehrin ülke nezdindeki değerini yükseltir. Bu alanda farklı konulardan bazılarını örneklemek mümkündür.
SPOR RUHU: Trabzon, spor alanında mükemmel bir ruha sahiptir. Bu öyle bir ruhtur ki en ücra köşedeki ihtiyar Ayşe nineden 5 yaşındaki Ali bebeğe kadar herkeste ortaktır. Simgelerle renklerle kemençe havaları ve marşlarla tam olarak bir kenetlenme mevcuttur. Trabzon’un bir de dünyada tanınan ruhu mevcuttur. Bu ruh sadece spor ile değil, aynı zamanda başka başarılarla ve çok derin tarihle de gündemdedir.
Bu konuda bir anı anlatırsam meselenin önemi çok daha iyi anlaşılmış olur. Doksanlı yılların sonlarında İngiltere’nin kuzeyinde bulunan York kentine gitmiştik. Eğitim fakültelerinde öğretmen yetiştirme programlarını inceliyorduk. Üç akademisyen, eğitim bölümünün başkanının ziyaretine gittik. Sohbet esnasında bize Türkiye’nin neresinden olduğumuzu da sordu. Ben “Trabzonlu” deyince gözleri parladı. Trabzonspor’u çok iyi tanıdığını, dünya sıralamasını ve başarılarını anlattı. Doğrusu benim bilmediğim pek çok bilgiye sahipti. Bu başarılı takımımız Trabzon’un spor ruhuna en açık örnektir. Trabzon, dünyada ülkemizin spor görünümünü büyük çapta yükseltmiş ve genel görünüme büyük katkıda bulunmuştur.
FOLKLOR RUHU: Trabzon’un müzik, halk oyunları ve giyim kuşam alanında ayrı bir ruhu vardır. Karadeniz Bölgemizin tamamını etkileyen bu özgün kültür, ülkemizin de halk kültüründe çok önemli yer tutar. Bu ruhun Türk Milletinin birliği içinde önemli yeri vardır. Hatta pratik zekâ alanında inanılmaz bir olgunluk taşır. Halk arasında “Temel Fıkraları” adı ile anılan bazıları zekâ kıvraklığını, bazıları yiğitliği, bazıları da sakarlığı niteleyen fıkraları kendileri anlatarak hem gülerler hem de insani eksikliklerini bu öz eleştiri ile düzeltirler. Bunu başka halk kültürü bölgelerinde görmek zordur.
Trabzon halkı hakkını arayan, konuşan ve yöneticilere beşeri anlamda değer veren bir halktır. Terbiyesini aşmamak üzere valisiyle, cumhurbaşkanıyla, ya da benzeri kişiliklerle eşit şartlarda konuşur, sözünü esirgemez. Yerine göre hak dağıtabilen, duruma göre de hakkını çatır çatır arayabilen bir halk kitlesi aklıma geliyor. Bu durum da Trabzon’un yükselten bir ruh halidir.
YİĞİTLİK RUHU: Trabzon halkı yiğit bir halktır. Bunu askerlikte, hak aramada, yurtseverlikte ve haksızlığa uğradığı zamanlarda çok açık olarak gösteririz. Bu ifademi tarihi bir olayla kanıtlayabileceğimi sanıyorum. 27 Mayıs 1960 darbesi olmuş, Trabzon Milletvekili Prof. Dr. Osman Turan da Yassıada Zindanı’na atılmıştır. Darbeciler Albay Tarık Güryay adlı bir subayı ada komutanlığına atamışlar. Bu zalim kişilik tutuklu koğuşlarını geziyor. Koğuşa girdiğinde ayağa kalkmayan olursa haşlıyor. Bu bazen sözle bazen de yanında getirdiği askerlerin dipçiğiyle oluyor. Tarık Güryay bir gün hocanın kaldığı koğuşa giriyor. Hoca bir şeyler okuyor. Hiç oralı olmuyor. Güryay ”Sen neden ayağa kalkmadın?” ifadesini büyük bir küstahlıkla söylüyor. Hoca ayağa kalkar kalkmaz ona iki tokat asılıyor. “Sen kim oluyorsun, ben halkın vekiliyim, aynı zamanda bilim adamıyım” diyor. Tabii bunun bedelini epey bir süre tek kişilik hücrede geçirmekle ödüyor. İşte bu ruh Trabzonlu kadın erkek tüm halkımızın ruhudur. Ülke çapında Türk halkının yiğitliğini yükselten bir davranışımızdır.
Bir başka Trabzon farkı ise Türkiye ‘zekâ ortalaması’na olan katkımızdır. Türkiye genelinde yapılan çeşitli zekâ araştırmalarında bazı kentlerimiz üstün zekâlı olarak kabul edilme şansına sahiptir. Örneğin ülke ortalaması IQ=90 olmasına karşılık Trabzon ortalaması IQ=112 olarak bulunmuştur. Bu fark çok büyük bir farktır. Nitekim dünyanın en zeki insanları Asya-Pasifik bölgesinde Çin, Japon ve Singapur bölgesinde yaşamaktadır. Onlarda ortalama IQ=105 kadardır.
Trabzon’la birlikte 10 kadar kentimiz Trabzon civarında IQ değerine sahiptir.
Zekâ gelişimi iyi beslenme ve çok dil ve matematik uygulama ile sağlanıyor. Özellikle balık bünyesinde bulunan fosforun zekâyı geliştirdiği bilinmektedir. Kışları soframızın nerdeyse yarısını hamsi ve diğer balıkların teşkil etmesi bu farkın oluşmasının nedenlerindendir. Buna göre katkı bakımından önde gelen bir diğer husus da zekâmızla ülkemize yaptığımız katkıdır.
Her şey bu derce olumlu mu gidiyor? Elbette bu sorunun cevabı “evet” değildir. Bu derece zeki olan insanlarımızda çok haksız bir özgüven vardır. Sanki hepsi allame-i cihanmış gibi tavır takınırlar. Kitap okuyanların sayısı Türkiye ortalamasının bile altında bulunduğuna inanıyorum. Televizyonlarda verilen siyasi nutuklarla bilgin olduklarını zannederler.
Edebiyat ve sanat ne durumdadır? Türkiye’mizin en kısır ve edebiyat fakiri bölgelerinden biriyiz. “Trabzon’da ulusal düzeyde yazar ve sanatçı var mı” sorusuna verilecek bir gurur verici cevap yok. İlk anda akla gelen Nazan Bekiroğlu, Sunay Akın gibi isimler var. Biraz daha araştırılırsa şimdi aramızda olmayan sanatçılar da vardır. Osmanlı döneminde sayılabilecek çok yazar ve sanatçı mevcut. Ama cumhuriyet dönemi o derece zengin sayılmaz. Hangi fikirde olursa olsun edebiyat sanatı yani dilimizin sanat bağlamında kullanımı çok önemlidir. Ciddi bir edebiyat dergimiz yoktur.
Daha önceleri Trabzon kentinin sebze meyve ambarı olan Şana bölgemizde ŞANA TAKA elektronik dergisinin edebiyat- sanat anlamında ve düşünce vadisinde Trabzon için önemli bir boşluğu dolduracak olması ümit vericidir. Umarım şimdi Kaşüstü adını alan bu modern Şana, kenti aynı şekilde sanat ve fikir ile besler. Trabzon ve ülke fikriyatını yükseklerde tutar.