Sabırlar İş Merkezi B Blok Kat:1/4 / Yomra - TRABZON
Sabırlar İş Merkezi B Blok Kat:1/4 / Yomra - TRABZON
SİMETRİ SANATI ve YAZMACILIK
GİRİŞ
Yazma tekstilin ya doğrudan fırçayla ya basılacak desenin rölyef olarak oyulduğu bir tahta kalıpla ya da hem fırça hem de kalıbın birlikte kullanılmasıyla desenlendirilmesi yöntemine verilen addır.
Türk yazmacılık sanatındaki desenlerin, kompozisyon özelliklerinin veya renklerinin bölgesel farklılığına rağmen anlatımlardaki akıcılık ve rahatlık, yazmacıların bu el sanatındaki ustalığını kanıtlarken, Anadolu kültürünün zenginliğini de bir kez daha sergiliyor.
’’Geçmişten günümüze kadar olan süreç içerisinde sanatın en önemli amacı insanın yaşam kalitesini artırmak olmuştur. Önceleri sadece doğanın taklit edilmesinden yola çıkılmışsa da zaman içerisinde süsleme ve nakışlar ilave edilerek sanat eserlerinin bulunduğu mekan ve eşyaya estetik değer kazandırması sağlanmıştır’’1
Yazmacılıkta Simetri kuruluşun-strüktürün bir özelliğidir. Simetri kuruluşun devamlılık, çabuk seçilirlik (hızlı fark edilirlik), hafızada hızlı kalmak, sade ve anlaşılır olma gibi özelliklerini belirler.
SİMMETRİ SANATI
Geleneksel el sanatlarından olan Yazmacılık sanatında simetri; kuruluş, teşkilat, form anlayışları özel anlam ifade etmektedir. Bu anlayışların her üçü aynı mahiyetli olmakla beraber, duruma göre farklı semantik üstünlüklere sahiptirler.
Kuruluşların-yapıların oluşması için, hisseler arasında tamamlayıcılık, uygunluk, uzlaşma gibi özellikler bulunmalıdır..
Kuruluşların bilgi hacmi bir başka önemli özellik olan simetri ile bağlıdır.
Kuruluş, simetri, birlik, bilgi gibi anlayışlar ve onların arasındaki ilişkilerle tanıştıktan sonra, bu anlayışlarla estetik ilkeler, daha doğrusu onların doğuracağı duygular hakkında bazı bilgilere değinmek gerekir.
Kuruluş-estetik bilgi-duygu ilişkisi çok mürekkep ilişkidir. Fakat bazı sonuçları denenmiş bilimsel deliller olarak kabul edebiliriz. Böylelikle en sade, en simetrik ve nispeten az bilgi taşıyıcılı kuruluşlar çabuk dikkat çekiyor .
‘’Doğunun en büyük âlimlerinden biri olan Ebu Reyhan Biruni’ye (973–1048). göre: “İnsanın ruhu simetrisi, kuralı olan bütün şeylere hassastır. Bu yüzden o, kuralsız her bir şeyden yüz çevirir”. Ritmik kuruluşa-yapıya sahip objelerin üstünlüğünün özünü anlamak bakımından Biruni’nin bu notları çok ilginçtir.’’2
Simetri ile ilgili çok ilginç başka bir özellik daha var. Bu özelliğe satranç tahtası iyi bir örnek sayılabilir. Bilindiği gibi satranç tahtası siyah ve beyaz karelere göçürme-aktarma simetrisi tatbik edilerek oluşturulmuştur. Bir süre beyaz kareleri izleyen göz yorularak siyah karelere yönelecektir. Kâh beyaz karelerin siyah fonda, kâh siyahların beyaz fonda görünmesi hareket illüzyonu-yanılsaması doğuracaktır. Diğer yandan böyle şekillerin kuruluşunun çok aspectliği-çok görünüşlüğü ilginçtir. İzlenim sırasında göz simetrik parçaları çeşitli tarzlarda gruplaştırır. Bu olayı flüoresan lambaların icadından önceki renkli lambalardan oluşan reklâm tabelalarına benzetebiliriz. Çünkü göz “lambaları” gruplandırarak kendisi ışıklandırır ve her kuruluşa uygun çağrışımların zihinde “ışıklanması” imkânı elde edilir. Bu nitelikler yalnızca kuruluşun simetrikliği ilgili bir durumdur. Kuşkusuz, kuruluşta simetrinin kendisi de, Antik Yunanlıların anladığı gibi, simetrik ölçüde-oranda olmalıdır.
Amacımızla kısmen az ilgili olduğu için biz dinamik simetriden söz etmedik. Dinamik simetri kendi etki- sine göre gizli simetri de adlanabilir. O sanki görünmüyor, hissedilir, duyulur ve izleyici onu bulmaya çalışır.
Kuşkusuz, yukarıda verilen bilgi tam olmasa da simetrinin sanat eserleri ve doğa objelerinin estetik özelliklerinin araştırılmasında bir ölçüt olarak kullanılmasının önemini bir kez daha vurgulamaktadır.
Herhangi bir nakışın-bezemenin oluşturulmasında yapı birimlerinin farklılığı, farklılığın oranı ve birleşme tarzları ( ilişkileri ) üzerine kısıtlama veya koşul koyulursa ortaya iki türlü sonuç çıkar. Bunlardan biri koşulların elverdiği ölçüde nakışın ortaya çıkması, ikincisinde ise yalnız belirlenmiş simetrisi olan yapıyla mümkün olmasıdır. Burada simetri araç değil, sonuçtur. Bu tip nakışların belirli bir adı olmadığı için biz böyle bezemelere geometrik motifler demeyi uygun buluyoruz.
’’Söz konusu olan geometrik motifler 11–12. yy İslam sanatında çok yaygın bir simetrik süsleme üslubudur. Kuşkusuz geometrik süslemeler başka zamanlarda başka ülkelerde de görülen bir durumdur. Fakat bizim bahsettiğimiz süslemelerin yukarıda andığımız “serbest” süslemelere nazaran daha karmaşık-mürekkep yapılı olduğunu hatırlatmak abes olmasa gerek. Kendiliğinden de anlaşılacağı üzere ister yapı birimleri çeşitliliğine, ister bağlılıklar üzerine koyulan şartların sayı çoğaldıkça geometrik süslemelerin yapılması zorlaşıyor ve genellikle yapılabilme olasılıkları azalıyor’’3
’’Kuşkusuz öyle kültür yoktur ki başka kültürlerle karşılıklı etkileşim içerisinde olmasın, yabancı etkilerin izlerini barındırmasın.’’ 4
Yukarıda değindiğimiz anlamda belirgin geometrik simetri süslemelerin en eskisi tespit edildiği gibi 1094 yılına tarihlenen Fatımiler devri Mısır abidesi üzerindeki motiftir. Kuruluş birimleri sadece geometrik biçimler olan bir dizi geometrik simmetrik süslemelerle 13.yy Selçuk dönemi Azerbaycan ve Türkiye mimarlık abideleri üzerinde karşılaşıyoruz.
13. yy sonlarına doğru söz konusu üslubun Orta Asya mimarlık abidelerinde yaygınlaştığını görüyoruz. Timur ve sonrası döneme ait bu mimari yapılarda simetrik geometrik süslemelerden, özellikle derin manalı sembollerden maharetle yararlanılmıştır.
Yukarıda verilmiş şekillerin bir kısmı hem süsleme, hem de 20. yy keşfedilen inorganik birleşmelerin strüktüründe-kuruluşunda ortaya çıkan atom gruplaşmalarının planıdır. Daha doğrusu kristallerin iç kuruluşunun planıdır.
’’Kristallerin kuruluşuyla geometrik ve simetrik süslemelerin böyle bir benzerliği nasıl izah edilebilir? Üzerinde konuştuğumuz süslemeler iki boyutta periyodiklerdir. Geometrik simetrik süslemelere üçboyutlu kristallerin ikiboyutlu izdüşümü gibi de bakabiliriz. Geometrik süslemeler geometrik çokgenlerin yüzey üzerinde aralıksız tekrarlanmasından ve aynı birimlerin mümkün olan en az sayıda ortak elemente sahip olmasının sonucu ortaya çıkmaktadır. Kristallerse muntazam çokyüzlülerin boşluğu aralıksız doldurmasından ve aynı çokyüzlülerin olası en az ortak elemente sahip olması, kuruluşta eşit dağılması sayesinde oluşmuşlardır. Böylelikle kristaller üçboyutlu geometrik süslemelerdir de denebilir.’’5
Kristal kuruluş analizlerinden elde edilen sonuçlar tasarımcı ressamlar tarafından uygun değişikliklerle süslemelere dönüştürülerek, tekstil, duvar bezeği, cam sanatı, fayans kaplama vb uygulamalı sanat alanlarında yaygın olarak kullanılmaktadır. Aslında bu alanı çağdaş konstrüktivizmin-yapısalcılığın bir dalı olarak da yorumlayabiliriz.
Estetik bilgilere eşdeğer olan öyle sesler, sözler ve plastik elemanlarla tasarlanmış şekiller bulunabilir ki bunlar da estetik bilgilerin çevirileri gibi algılanabilir.
Kimi zaman milli sanat dallarının, halk sanatı örneklerinin, özellikle yazmacılık sanatının çağdaş bir biçimde nasıl geliştirileceği yönünde çabalarla sanatçılarımız geleneksel el sanatı örneklerinin gelecek nesile aktarılması çabasındadırlar .
SİMETRİ SANATI VE YAZMACILIK
Geleneksel yöntemlerle yazmalardaki motifler ve kompozisyon özellikleri bölgelere göre farklılıklar gösterse de, Türk sanatının diğer dallarındaki doğa hakimiyeti bu alanda da kendini gösteriyor. Stilize edilmiş lale, karanfil, kiraz, nar ağacı gibi motiflerin yanında zaman zaman geyik, at, horoz, serçe, tavus kuşu gibi motiflere de sıkça rastlanıyor.
Desen ve Kompozisyon Simetri özellikleri, yazmalarda kullanılan kompozisyonlar arasında genellikle merkezden başlayarak dışa doğru açılan motiflerle oluşturulan daire kompozisyonlar ve kenarlarda kullanılan bordürler tercih edilmektedir.
Yazmacılıkta kullanılan kalıplar düz ya da yuvarlak bordürler oluşturmaya elverişli bir biçimde veya düz yüzeylere serpme motifler simetri kurallarına dağıtmaya uygun bir anlayış içinde hazırlanmakta.
Kompozisyonu oluşturan kalıplar ya ulamalı devre (bordür) şeklinde veya birbirinden kopuk, tek tek motifler olarak tasarlanmaktadır.
Yazmalarda kullanılan motifler, çiçeklerin çeşitli türleri ve yapraklarıdır. Geyik, tavus kuşu, kumru, serçe gibi hayvanların motifleri kullanılsa da çoğunlukla çiçeklerden oluşan simetri kompozisyonlar meydana getirmektedir. Her sanatçı kullandığı motifleri kendine özgü sanat anlayışı içinde rahatlıkla, kendi fantezi- sinin verdiği imkânla ve hiçbir zorlama olmadan dile getirmesini başarmıştır.
Yazmacılıkta Simetri, kuruluşun-strüktürün bir özelliğidir. Simetri, kuruluşun devamlılık, çabuk seçilirlik (hızlı fark edilirlik), hafızada hızlı kalmak, sade ve anlaşılır olma gibi özelliklerini belirler.
Simetrisi en az olan kuruluşta, her elamanla bir kereye mahsus karşılaşılır. Bu durumda kuruluşun fikir taşıyıcısı olmayacağını tahmin etmek zor olmaz. Sanat eserlerinde göze çarpan kaç cihet varsa, bu cihetlerin her birinin kendine has simetrisi olmalıdır. Kuşkusuz, bu simetriler arasında bağlılıklar-ilişkile- rin olması gereği de göz ardı edilmemelidir. Optimal-en uygun simetrinin korunması için cihetlerden birinin simetri azlığının diğerindeki simetri çokluğuyla dengelenmesi lazım.
Yazmacılık sanat eserlerinde simetri denge, sabitlik gibi duygular doğurduğu için insan onun bozukluğunu ve eksikliğini çabuk fark eder. Simetrik bir yapının etrafında yerleşen başka eşyaların simetrik olmayışı yarım kalmışlık gibi olumsuz etki bırakabilir. İnsanın kendisinin ve canlılar âleminin diğer fertle- rinin simetrik yapılı oluşu, cansız varlıkların formlarının simetrikliği gibi nedenler, onun genellikle yaratıcı faaliyetlerinde, düşünce ve fikir yapısında simetriye üstünlük tanımasının başlıca etkenleri sayılabilir.
Kendi yaratıcılığına; doğayı, dış dünyayı (harici âlemi) taklitle başlayan insan, simetrinin taklitsiz yaratıcılığında da teşkilat prensibine çevirmiştir. Simetrinin diğer üstünlükleri, simetri ile zengin olan kuruluşların hafızada daha iyi kalması ve onun onarılma özelliği taşımasıdır (Simetrik yapıların eksik parçalarını tamamlamak ve onarmak daha kolaydır). Simetrilik, kuruluşun bilgi hacmini-tutumunu azaltıyorsa da onu geç bozulan, çabuk onarılan bir hale sokar.
Simetrik, geometrik, nakış ve süsleme sanatı, bir çok ünlü çağdaş sanatçıların ilgisini çekmiş, ve çalışmalarında yer almıştır.
’’Avrupa’ da simetri nakış ve süsleme prensiplerini kompozisyon çalışmalarında ilk uygulayan M. C.Escher olmuştur. Sanatçı İspanya’da Osmanlı’ya ait mimari anıtları gördükten sonra çalışmalarında, Osmanlı motiflerini kullanmış ve böylece kompozisyonlarına simetri nakış ve süslemeyi dahil etmiştir’’ 5
SONUÇ
Çağdaş toplumların bir çoğunda geleneksel sanatlardan yararlanarak,yeni yorumlar ve sonuçlara ulaşma çabası görülmektedir.Zengin kültür değerlerimizden olan yazmacılık sanat örnekleri modern dünyanın anlayışıyla bütünleşerek yeni bir yorum ile kimlik arayışı sürdürme amacı taşımaktadır.
Yazmacılık; sanatın nokta, çizgi, form, renk, ölçü ve aralık, zıtlık, uygunluk, simetri ve tekrar gibi uygulama ilkeleri çerçevesinde parçalara ayırıp yeniden örgütleyebilme. temel kavramıdır.
Geleneksel el sanatlarından yazmacılık sanatı örnekleri bir ekolü yansıtan toplu sanat ürünlerini sanatse- verlerin izlenimlerine sunmak her sanatçının başlıca görevidir.